Yiyecekler ile İlgili İngilizce Deyimler

Bread and butter : Temel ihtiyaçları anlatırız
An apple a day keeps the doctor away : Meyve yemenin sağlıklı olduğundan bahsederken..Güneş giren eve doktor girmez gibi…
To be a butterfingers : Birşeyleri sürekli yere düşürenlerden bahsederken…
… apple of ….. eye : Bir kimsenin çok sevdiği kimseden bahsederken kullanılır,göz bebeğim gibi…gözümün nuru gibi…
--The baby is the apple of their eyes.
A piece of cake : Kolay bir işten bahsederken… çok kek sınavdı gibi..
To sell like hot cakes : Hızlı bir biçimde satmak
Chalk and cheese : Bir kimseyle zıt karakterler olma
Another bite at the cherry : Bir şans daha verilmek
As cool as a cucumber : Baskı altında sakin kalabilme
Butter someone up : Çıkar sağlamak maksadıyla birisini pohpohlamak
Have egg on one’s face : Yakalanmak yada utandırılmak
To walk on eggshells : Bir kimseyi üzmemek için elinden geleni yapmak
A pretty or fine kettle of fish : Zor bir durumu ifade ederken
A hot potato : Anlaşmaya varılması zor konu
Cry over spilt milk : Başına yeni gelmiş bir olaydan dolayı yakınmak
As keen as mustard : Çok hevesli olma
A bad egg : Kötü insan
To use a sledgehammer to crack a nut : Bir işi gerektiğinden fazla güç ve çabayla yapmak
To know your onions : özel bir konu hakkında çok şey bilmek
A different kettle of fish : farklı bir konu yada mevzu
As easy as pie : Çok kolay bi işten bahsederken..
Have a finger in every pie : Birçok farklı konuyla ilgilenmek
A couch potato : Koltukta oturark sürekli tv izleyen kimse
Nutty as a fruitcake : Hafif çılgın olma durumu
In the soup : Başını ciddi bir belaya sokmak
Souped up : Birşeyi güçlendirmek yada hızlandırmak için ekleme yapmak ,değiştirmek
Cup of tea : Çok hoşa giden birşey